Tayfur Sökmen
Hatay Cumhuriyeti´nin ilk ve tek Cumhurbaşkanı. 1892 yılında Gaziantep´te doğdu. Kırıkhan Rüştiyesi´ni bitirdikten sonra özel eğitim gördü. I. Dünya Savaşı´nda istihbarat görevlerinde çalıştı. İskenderun sancağındaki Fransız işgaline karşı direniş hareketinin örgütlenmesinde öncülük yaptı. 20 Ekim 1921´de TBMM Hükümeti ile Fransa arasında imzalanan Ankara Antlaşması´yla İskenderun sancağı, Fransız mandası altındaki Suriye´ye özerk bir yönetim birimi olarak bağlandı. Fransız manda yönetimi arapları ve hıristiyanları kayıran bir tutum izleyince direniş yeniden başladı. Tayfur Sökmen, gıyabında ölüm cezasına çarptırılınca Adana´ya kaçtı. 1924-26 arasında Viyana´da kalan Tayfur Sökmen, Hariciye Vekaleti´nin girişimiyle Fransa´dan İskenderun sancağına giriş izni aldı. Buna rağmen baskıya uğradı ve 1927´den sonra Gaziantep, Adana ve İstanbul´da yaşamak zorunda kaldı.
1935´te Antalya bağımsız milletvekili seçilerek TBMM´ye girdi. 1936´da Fransa´nın Suriye ve Lübnan´a bağımsızlık vermesi üzerine, Türkiye, İskenderun sancağını da bağımsızlığa kavuşturmak için girişimlere başladı. Ocak 1937´de İskenderun sancağına, Dışişlerinde Suriye´ye bağlı, ama kendi anayasasıyla yönetilen yarı bir sancak statüsü tanındı. Sancağının adı da Hatay olarak değiştirildi. Aynı yıl Türkiye´nin verdiği nota üzerine Fransa sorunun Milletler Cemiyeti´nde çözülmesini istedi. Uluslararası koşulların da dayatması sonucunda varılan anlaşmayla, Milletler Cemiyeti 19 Mayıs 1937´de Hatay için bir anayasa kabul etti. Uzun süren görüşmelerden sonra, Türk ve Fransızlardan oluşan bir kurulun gözetiminde Hatay Cumhuriyeti´nin kurulduğunu ilan etti. Cumhurbaşkanlığına da Tayfur Sökmen´i seçti. Hatay Cumhuriyeti, 29 haziran 1939´da Millet Meclisi kararıyla Türkiye Cumhuriyetine katıldı. Cumhurbaşkanlığı görevi sona eren Sökmen, 1950´ye kadar Antalya, 1950-54´de Hatay milletvekili olarak TBMM´de yer aldı. 1969´da kontenjan senatörü olarak Cumhuriyet Senatosu´na girdi. 1975´te siyasi hayattan çekildi. Tayfur Sökmen, 1980 yılında İstanbul´da öldü.
Eseri:
Tayfur Sökmen, "Hatay´ın kurtuluşu İçin Harcanan Çabalar" (1978) adlı kitabında Hatay sorununu ayrıntılarıyla ele almıştır.
Cemil Meriç
Yazar ve mütercim. 12 Aralık 1916’da Hatay Reyhanlı’da doğdu.Türk edebiyatının kalemi en güçlü deneme yazarlarından biridir. 1940’da İstanbul Üniversitesi’ne girip Fransız Dili ve Edebiyatı öğrenimi gördü. 1941’den başlayarak İnsan, Yücel, Gün, Ayin Bibliyografyası dergilerinde yazmaya başladı. 1942 ve 45 yılları arasında Elazığ lisesinde, 1952 ve 54 yılları arasında ise İstanbul`da Fransızca öğretmeni olarak çalıştı. Daha sonra İstanbul üniversitesi Edebiyat fakültesinde yabancı diller okutmanlığı görevinde bulundu , Sosyoloji bölümünde dersler verdi.
Mükemmel düzeyde Fransızca okuyup yazan Meriç, İngilizceyi anlıyor, Arapçayı, kendi ifadesiyle, söküyordu.
Cemil Meriç`in ilk yazısı Hatay`da Yeni Gün Gazetesi`nde çıktı (1928). Hisar dergisinde “Fildisi Kuleden” başlığıyla sürekli denemeler yazdı. Meriç, gençlik yıllarında Fransızcadan tercümeye başladı. Hanore de Balzac ve Victor Hugo`dan yaptığı tercümelerle kuvvetli bir mütercim olduğunu gösterdi. Bati medeniyetinin temelini araştırdı. Dil meseleleri üzerinde önemle durdu. Dilin, bir milletin özü olduğunu savundu ve sansüre, anarşik edebiyata şiddetle çattı. 13 Haziran 1987’de vefat etti.
Davud-ı Antaki
Hekim, ilim adamı, şair. 16. yüzyıl başlarında Antakya’da doğdu. Doğuştan kördür. Çağına göre çok iyi bir eğitim görmüş, keskin zekası ve kuvvetli hafızasıyla tanınmıştır. Din ilimleri, mantık, matematik, astronomi, hastalıklar, tedavisi ve ilaçlar konularında eğitim gördü, Arapçaya ek olarak Farsça ve yunanca öğrendi. Babasının ölümünden sonra Şam’a gitti orada ilmini yayma yanında hasta tedavisine de başladı. Şam’dan Kahire’ye geçti, orada hem medresede hocalık, hem de hekimlik yaptı. 1599 yılında Mekke’ye gitti, orada vefat etti.
Tıp ve eczacılık alanında bilim alemine pek çok katkıları vardır. Tıp dünyasında en çok tanınan Antakyalıdır. Başta “Tezkire”si olmak üzere, eserleri yüzyıllarca doğu ve batı üniversitelerinde ders kitabı olarak okutulmuştur.
Eserleri:
Antakyalı Münif
Şair. 1700’lü yılların başlarında Antakya’da doğdu. Asıl adı Mustafa’dır . Antakya’da Öğrenimini tamamladıktan sonra İstanbul’a geldi. Burada “Antakî” sanıyla tanındı. Elçi olarak görevlendirilen Râşid ile birlikte İran’a giden heyette bulundu (1728), dönüşte Nedim’in telkiniyle Hısn-ı Mansur kazâsı kadılığına tayin edildi 1729); kadılığın iptal edilmesi üzerine inzivaya çekildi (1730). 1736’dan başlayarak atandığı çeşitli görevlerden sonra maliye tezkireciliğine kadar yükseldi. Lehistan Kralına “Nâme-ber”, İran Şahı Nadir Şah’a elçi olarak görevlendirildi. Tekrar inzivaya çekildi, 1743 yılında genç yaşta İstanbul’da öldü.
Münif, zarif, derviş meşrepli, hoş sohbet ve hazırcevap bir kimse idi. Musiki ile de yakından ilgilenen ve Türk, Arap, Acem ve Irak makamlarına vâkıf iyi bir icracı olan şair, aynı zamanda iyi ney çalardı. İlk şiirlerinde “Hezari” mahlasını kullanmıştı, İstanbul’a gelince “Münif” mahlasını aldı. Türkçe yanında Arapça ve Farsça şiirleri de vardır. Nâbi tarzında hikemî şiirler söylemiş, özellikle kasideleri nedeniyle kendinden söz ettirmiştir.
Eserleri: Divan (Münif Divanı), manzum Kırk hadis Tercümesi, Zafernâme-i Mansûre/Fetihnâme-i Belgrad, Münşeat.
Sadık Efendi
Şair, din bilgini. 1788 yılında Antakya’da doğdu, 1860 yılında öldü. 1828 yılında babasının yerine Antakya müftüsü oldu. Hac yolculuğu dışında hayatı hep Antakya’da geçti. Güçlü bir şairdir. Şiirlerinde “Sıdki” mahlasını kullanmıştır. Yazdığı bir terci-i bend ile ününü İstanbul’a kadar duyurmuştur. Yazdığı 20 cüz Kur’an tefsiri ile şiirlerinden oluşan “Divan”ı basılmamıştır.Yahya EfendiŞair, din adamı. Antakya’lıdır, ama ailesi ticaret için Şam’da bulunduğu sırada1823 yılında Şam’da doğmuştur. İlk tahsilini Antakya’da yaptı, daha sonra Antakya medresesinden icazet aldı. İlmi ve zekâsıyla şöhret kazandı. Şam’da Arif Paşa’nın divan kitabetinde, Siverek kaymakamlığında bulundu, sonra İstanbul’a giderek bilgi ve görgüsünü arttırdı. Antakya’ya döndükten sonra önce fetva eminliğine, sonra Antakya müftülüğüne atandı.1873/74 yıllarında Hicaz’a gittiğinde Kıraat-i Seb’a ve Kütüb-ü Sitte’den icazet alarak Antakya’ya döndü. 1883 ‘te tekrar Şam’a giden Yahya Efendi orada bir süre Maarif Müdürlüğü yaptı. Şam’da ve İstanbul’da ünü arttı, bu arada “Bilad-ı Hamse-i Mevleviyye tefahüresi”nin ikinci ve üçüncü nişanlarını aldı. 1897 yılında Antakya’da vefat etti. Döneminin güçlü şairlerinden biri olan Yahya Efendi’nin bir divan dolduracak sayıda ve her türde yazılmış şiirleri vardır. Sultan Abdulhamid’de sunduğu “Divançe-i Yahya” adlı eseri Dr. Vahid Çabuk tarafından yayına hazırlanmış, Hatay Folklor Araştırmaları Derneği tarafından yayımlanmıştır.
Akif Efendi
Şair, din adamı. 1821 yılında Antakya’da doğdu. Babası Antakya kadısı olduğundan iyi bir eğitim gördü, genç yaşta müderris oldu. Babası ile birlikte İstanbul ve Belgrad’ta 7 yıl geçirdi, babasının ölümünden sonra Antakya’ya dönerek uzun yıllar müftülük yaptı, 1880 yılında vefat etti.
Akif Efendi döneminin güçlü şairlerindendir. Çoğu hikemî şiir tarzında olan her tür şiirin bulunduğu 800 sayfalık divanı basılmamıştır. Şiirlerinden bazı beyitler dilden dile aktarılarak günümüze kadar gelmiştir.
Nafi Miskioğlu
Şair. 1886 yılında Antakya’da doğdu. 4 yaşında babasını kaybettiği için kendisini dedesi yetiştirdi, Kur’an’ hatmetti. 11 yaşında iken dedesini de kaybedince amcası onu Zincirli Medrese’ye gönderdi. Arapça ve fıkıh öğrendi, bu arada babasının kitaplarını incelerken Nabi’nin divanını, Fuzuli’nin şiirlerini tanıyınca okuma öğrenme hevesi arttı. Özel olarak çalışıp Farsça öğrendi. Ama sıkıntılar ve hayal kırıklıkları yüzünden tahsili terk etti. Kendini okumaya verdi. İki yıl İttihat ve Terakki Cemiyeti Antakya Şubesi kâtipliği, 3 yıl Antakya Ortodoks İdadisi Türkçe öğretmenliği, daha sonra belediye kâtipliği ve İaşe Ambar Memurluğu görevlerinde bulundu. 1918 yılında işgali yaşadı. 1928 yılında Yeni Mecmua yayınlanmaya başlayınca şiirlerini bu mecmuada yayınlamaya başladı. “Miskizade Nafi Bey” olarak tanınmıştı, ama şiirlerinde “Nabi-i Zaman” mahlasını kullandı. İşgal yıllarında Türklüğü, Türk kültürünü savundu. Hatay kurtuluş mücadelesinde etkin görev aldı. Soyadı Kanunu gereği “Miski” soyadını almışken 1941 yılında soyadını “Miskioğlu” olarak değiştirdi.1947 yılında vefat etti. Şiirlerinde ahenk ve ses zenginliği önemlidir. Mısraları özlü ve sağlamdır. Şiirleri daha çok Antakya yaşayışına ve mücadeleye adanmıştır. Hayatı ve şiirleri Mehmet Tekin tarafından yayınlanan “Hatay’ın Son Aruz Şairi Nafi Miskioğlu” adlı eserde incelenmiştir.
Âsaf Yahya Adalı
(Yahyazâde Âsaf Efendi) . Şair. Hicri 1297 (Miladi: 1879/1880) yılında Antakya’da doğdu. Yahya Efendi’nin oğludur. İlk tahsilini Antakya Rüşdiyesinde tamamladı. Sonra medreseye devam etti, Arapça ve Farsça öğrendi. Babasından sarf ve nahiv, Antakya’nın seçkin hocalarından mantık, maâni, bedî, beyân ve tefsir okudu. Kendi kendini yetiştirmeye çalıştı, bu arada piyano, ney, keman, ud çalmayı öğrendi. Çiftçilikle uğraştı, kendi arazisini işletti, bir ara değirmen işletmeciliği de yaptı. Bir yandan da ilim ve edebiyatla ilgilendi, Yeni Mecmua’da şiirleri yayınlandı. Âsaf Yahya olarak anılırken, 1939’dan sonra “Adalı” soyadını aldı. Âsaf efendi’nin şiire karşı sevgisinde ve şiir yeteneğinde babasının büyük etkisi olmuştur. Seviyeli ve usta, edebi kültürü güçlü bir şairdir. Şiirlerinde hemen hemen her tür ve vezni denemiştir. Tarih düşürmede ve ebced hesabı ile esami düzenlemede özel bir yeteneğe sahiptir. Şiirlerinde yaşadığı şehrin günlük hayatı, aşk, tabiat, halkın sıkıntıları, millî konular, çeşitli konularda eleştiriler mısralara dökülmüştür. Âsaf Yahya Adalı 1971 yılında vefat etmiştir. Hayatı, sanatı ve şiirleri Dr.Hüseyin Güfta tarafından hazırlanan “Antakyalı Şair Yahyazâde Âsaf- Hayatı, Edebi kişiliği ve Şiirleri” adlı kitapta incelenmiştir.
Bunlardan başka İlimizde yetişmiş 20. yüzyılda yetişmiş halk şairi, şair, yazar ve fikir adamlarına örnek olarak şu isimleri sayabiliriz:
Sefil Molla (İsmail Hakkı Konyalı),Âşık Meryem,Âşık Hacı (Şahan), Kâmil Sarıateş, İnce Arap (Osman Telli), Kemal Can (şiir)
Bekir Sıtkı Kunt (Hikaye)
Rıza Polat Akkoyunlu, Mahmut Kuru, Arif Coşkun, Mehmet Güneş, Kemal Karaömeroğlu, Süleyman Okay (şiir)
Ali Yüce, Mehmet Turan Yarar, Niyazi Börklü, Cevher İhsan Miskioğlu, Sabahattin Yalkın, Hüseyin Ferhad (şiir)
Ayla Kutlu , Burhan Günel (Roman)
Sanatçılar
Mehmet Aksoy – Heykeltıraş
Betin Güneş- Kompozitör, Orkestra Şefi (Almanya’da)
Devlet adamları
Abdurrahman Melek: Hatay Devleti Başbakanı, Milletvekili
Abdulgani Türkmen: Hatay Devleti Millet Meclisi Reisi, Milletvekili